-
1 доходчивый
-
2 понятный
поня́тный для всех — herkesin anlayabileceği
э́то поня́тное чу́вство — bu, anlaşılır bir duygudur
-
3 доступный
geçilebilir,erişilebilir,ulaşılabilir; uygun; kolay anlaşılır* * *1) ( проходимый) geçilebilir; erişilebilir, ulaşılabilir ( к которому можно подойти)для грузовико́в э́та деревня досту́пна то́лько зимо́й — kamyon bu köye ancak kış vakti ulaşabilir
2) uygun; harcıalemдосту́пные це́ны — uygun / elverişli fiyatlar
э́ти това́ры досту́пны для всех — bu mallar herkese elverişlidir
3) в соч.сде́лать зна́ния досту́пными для всех — bilgiyi herkes için edinilebilir hale getirmek
вы́сшее образова́ние досту́пно всем — yüksek öğretim herkese açıktır
4) kolayca anlaşılır; harcı olanэ́та рабо́та досту́пна не вся́кому — bu iş herkesin harcı değildir
говори́ть на досту́пном кому-л. языке́ — birinin anlayacağı / anlayabileceği bir dil kullanmak
изложи́ть свою́ мысль в досту́пной фо́рме — düşüncesini kolayca anlaşılır bir biçimde açıklamak
-
4 доступно
( доходчиво) kolay anlaşılır bir biçimde -
5 понятно
1) (kolay) anlaşılır tarzda / dille2) → вводн. сл., разг. tabii••поня́тно! — anladık!
(вам) поня́тно? — anlatabildim mi?
См. также в других словарях:
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıkça — zf. Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde Düşündüğümü açıkça söylemeyi tercih ettim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
berraklaştırmak — i 1) Berrak duruma getirmek, durulaştırmak 2) Açık, net ve kolay anlaşılır duruma getirmek İfadeyi berraklaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarih — Ar. ṣarīḥ Açık, kolay anlaşılır, belli belirgin, belgin O zaman Müfit i sarih bir şüphe yakaladı. P. Safa Birleşik Sözler sarih meful … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaşık — sf., ğı 1) Karışık (saç, ip vb.) Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var. Karacaoğlan 2) Dolaşarak giden (yol) Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş. A. Haşim 3) mec. Kolay çözülmeyecek veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük